Kayıtlar

Sosyal Bilgiler Dersi

Haydar Baş '' Hoş Geldin Atatürk'' kitabından alıntıdır.

Cumhuriyet kurulduktan sonra Atatürk'e Anadolu'dan hocalarla ilgili  şikayetler geliyormuş. Atatürk, hocaları Ankara'ya çağırtmış. Dedem hocalar geldiğinde Atatürk'ün yanındaymış. D edeme Kur'an'ı yere koymasını söylemiş. Dedem, Paşam nasıl olur?' dediğinde Atatürk söylediğini tekrar etmiş. Dedem Mehmet, Kur'an'-ı Kerim'i yere koymuş. Atatürk, hocalara, Kur'an'ın  üstünden atlayın. Atlamayanın kellesi gider 'demiş.  Daha sözü biter bitmez koyunun çitten atladığı gibi tek tek  atlamışlar Kur'an'ın üstünden. Atlamayan 4 ya da 5 kişi kalmış.  Atatürk onlara neden atlamadıklarını sormuş. Kur'an'ın üstünden atlamayan hocalar şu cevabı vermiş:' Paşam bizi asar mısın, keser misin bilmeyiz. Ne yaparsan yap biz Allah'ın kitabını çiğnemeyiz.' Atatürk bu cevabı veren hocalara,' siz şöyle durun' demiş. Diğerlerini göstererek yaverlerine ' Kur'an'ın üzerinden atlayanların hepsinin öldürülmesini iste...

Fransa'nın bir vilayetindeki manastırın ana binasına şeytanın yerleştiğinden bahsedilir.

Efsanelerden birisinde, Fransa'nın bir vilayetindeki manastırın ana binasına şeytanın yerleştiğinden bahsedilir.Şeytan rahipleri korkutmaya başlar.                                                                                        Her gece köpek gibi havlayarak ve koyun gibi meleyerek, dua edenleri korkutup kaçırır ve bundan çok memnundur. Manastır bu nedenle uzun süre boş kalır.                                                                    Vilayete yaşlı, akıllı ve iyiliksever bir piskopos gelir. Yeni gelen piskopos şeytanın manastırda yaptıklarını duyunca "Oraya gidip geceyi orda geçireceğim "...

Hz. Musa Sina Dağı yakınlarında koyun otlattığı sırada

İsrailoğulları'nın lideri Hz. Musa Sina Dağı yakınlarında koyun otlattığı sırada bir çalının yandığını, ama sürekli yanmasına rağmen bir türlü tükenmediğini görür. Hz. Musa bunun nedenini öğrenmek için çalıya yaklaşır ve o sırada bir ses duyar: '' Ey Musa, ayakkabılarını çıkar. Çünkü şu an bastığın toprak kutsaldır.''  Bu hikayede, büyük işler yapmak isteyen insanlar ve halkların bütün dönemlerde örnek alması gereken derin bir fikir saklıdır. Nitekim hikaye bize büyük, temiz ve aydınlık bir işe ellerimiz ve ayaklarımız kirli olarak başlamamamız gerektiğini öğütlemektedir. Temiz işler temiz ellerle yapılmalı, büyük bir emel uğruna yapılacak çalışmaya ciddi hazırlanılmalıdır. Çocuklu her aile, yanmakta olan canlı bir çalıdır. Fakat biz bu çalıya kirli el ve ayaklarla,üzerimizde pis kıyafetlerle yaklaşıyoruz. Anne ve babaların evde dağınık ve kirli çamaşırla dolaşmaları ne kadar büyük bir hataysa, çocuklara karşı tavırları, onlarla konuşurken ve iletişim kurarken samim...

Kuran-ı Kerim'den sonra en çok okunan kitap '' Beyaz Zambaklar Ülkesinde''

Su zamana kadar okuduğum ve bu kadar çok etkisi altında kaldığım bir kitap '' Beyaz Zambaklar Ülkesinde ''.  Bu kitap bir ülkenin tüm zorlu koşullara rağmen geri kalmışlıktan kurtulmak için bir araya gelip ülkelerini yoksulluktan kurtararak , ekonomik, politik ve kültürel olarak nasıl mükemmel bir ülke yaratılabileceğini gösteren bir kitap. Hayran kalmamak elde değil:) Şimdi sizlerle birlikte okurken hayran kaldığım bir bölümden kısa bir parça paylaşacağım. 6. Bölüm  Din Adamları Snelman'ın   din adamlarına yaptığı muhteşem konuşma. '' Ben sizi suçlamak veya kınamak niyetinde değilim. Din adamlarını suçlayan çok kişi vardır zaten. Ben din adamlarını değil, kendimi, toplumu ve bütün halkı suçluyorum. Din adamları gökten düşmüyor, kendilerini aramıza bataklıktan esen rüzgarlarda atmıyor. Ülkemizin ruhban kesimi bizim vücudumuzdan, etimizden ve kemiğimizden teşekkül etmiştir.  İyi veya kötü, nasıl olursa olsun, bizim din adamlarımız bizim aramızdan çıkmıştır, v...

Başkomutan'la Gelen Yeni Zafer: Büyük Taarruz

  Sakarya Zaferi'nden sonra Yunanlılar Eskişehir- Afyon hattına kadar takip edilebilmişti. Çünkü bu günlerdeki Türk ordusu gerek sayı itibarıyla gerekse lojistik imkanlar açısından Yunan ordusuna kesin bir darbe vurmak için hemen taarruza geçecek durumda değildi. Mevsiminde kışa yaklaştığı dikkate alınarak, ancak çok iyi bir hazırlık yapıldıktan sonra taarruza geçilmesi planları yapılmıştır. Bu durum, askeri durumu  pek iyi bilmeyen ve düşmanın bir an önce ülkeden atılmasını isteyen sabırsız çevrelerin tenkidlerine yol açmıştır. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, bir taraftan bu eleştirilere cevap verirken bir taraftan da büyük gizlilik içerisinde orduyu, ileride düşünülen taarruza hazırlıyordu. Bu gibi siyasi gelişmeler olurken, Mustafa Kemal Paşa, Konya'ya gelmiş olan General Towshend'ın görüşme isteğinden yararlanarak, Ankara'dan ayrılıp 23 Temmuz akşamı Batı Cephesi Karargahı'nın bulunduğu Akşehir'e gitmiş, ertesi gün Konya'ya hareket etmiş ve 27 Temmuz ...

Ali Fuat Cebesoy Batı Cephesi Komutanlığından neden alındı?

 Kuvayi Milliye birlikleri Subaylar ve Efelerden oluşuyordu ve bunların yanında eşkiyalarda vardı, öncesinde halkı soyup para kazanan eşkiyalar daha sonra vatanın elden gittiğini görünce eşkiyalığı bırakıp Kuvayi Milliyeye katılıyorlar. Kendi çeteleriyle düşmana karşı savaşıyorlar. Ancak emir komuta zincirinde sıkıntı çıkıyor. Kuvayi Milliyeciler Ali Fuatla çok iyi anlaşıyorlardı. Ali Fuattan sonra İsmet Paşa göreve geldiğinde anlaşmalarda sıkıntı çıkıyor.  Ali Fuat Batı Cephesi komutanı olarak Sivas Kongresinde atanmıştır. ( Yürütme yetkisi ilk kez kullanılmıştır.)  Ali Fuat Neden Görevden alındı?  Mustafa Kemal Paşa Ali Fuat Paşa'nın Cepheden( Gediz Muharebesi)  dönüşünde onu karşılamaya gidiyor. Ama Ali Fuat Paşanın Kuvayi Milliye kıyafetleri içerisinde geldiğini görüyor ve Ali fuat Paşaya diyor ki  ''Ali Fuat biz seni  oraya Kuvayi Milliyeyi düzene sok diye gönderdik sen kuvayi milliyeci olmuşşun''. Mustafa Kemal Paşa'nın düşüncesi Kuvayi Milliyeyi...

Paris'e gönderilen ilk elçi 28. Memet Çelebi'nin Napolyon ile ünlü atışması !!

Osmanlı Devleti tarihinde ilk kez Avrupa'ya elçi gönderir. Elçilerden 28. Mehmet Çelebi Efendi en ünlü olanıdır. 28  Mehmet Çelebi 1721'de Paris'e gönderilmiştir. Paris'e gider, bir tiyatro vardır. Tiyatroya gider en öne oturur, ayak ayak üstüne atar ve gösterinin başlamasını bekler. O sırada içeriye Napolyon girer. Napolyon'un geldiğini görünce herkes yağa kalkar. Ama bizim elçi kalkmaz. Bunun üzerine Napolyon çok sinirlenir ve yanındaki emir elini göndererek derki,  -kendisine söyleyin bu kadar rahat oturmasın kanuni devrinde değiliz! 28. Mehmet Çelebi Efendi de derki -Kanuni devrinde olmadığımızı bende biliyorum eğer kanuni döneminde olmuş olsaydık kendisi de orda o kadar rahat oturamazdı!! Ders Notlarım :)