Başkomutan'la Gelen Yeni Zafer: Büyük Taarruz
Sakarya Zaferi'nden sonra Yunanlılar Eskişehir- Afyon hattına kadar takip edilebilmişti. Çünkü bu günlerdeki Türk ordusu gerek sayı itibarıyla gerekse lojistik imkanlar açısından Yunan ordusuna kesin bir darbe vurmak için hemen taarruza geçecek durumda değildi. Mevsiminde kışa yaklaştığı dikkate alınarak, ancak çok iyi bir hazırlık yapıldıktan sonra taarruza geçilmesi planları yapılmıştır. Bu durum, askeri durumu pek iyi bilmeyen ve düşmanın bir an önce ülkeden atılmasını isteyen sabırsız çevrelerin tenkidlerine yol açmıştır. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, bir taraftan bu eleştirilere cevap verirken bir taraftan da büyük gizlilik içerisinde orduyu, ileride düşünülen taarruza hazırlıyordu.
Bu gibi siyasi gelişmeler olurken, Mustafa Kemal Paşa, Konya'ya gelmiş olan General Towshend'ın görüşme isteğinden yararlanarak, Ankara'dan ayrılıp 23 Temmuz akşamı Batı Cephesi Karargahı'nın bulunduğu Akşehir'e gitmiş, ertesi gün Konya'ya hareket etmiş ve 27 Temmuz 'da yine Akşehir'e dönmüştür. Daha önce çağırmış olduğu Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa da gelmişti. O günün akşamı Batı Cephesi Karargahı'nda birlikte yapılan görüşmede hazırlanmış plan gereğince taarruz etmek üzere 15 Ağustos' a kadar hazırlıkların tamamlanması kararlaştırılmıştır. Dikkat çekmemek için 28 Temmuz günü yapılacak bir futbol maçı vesilesiyle diğer komutanlarda Akşehir'e çağrılmış idi. Yapılacak taarruz bütün ayrıntılarıyla burda görüşülerek kararlaştırılmıştır. Taarruz öncesi bütün hazırlıklar büyük bir gizlilik içinde tamamlanmış ve Türk ordusu bütün ağırlıklarıyla birlikte taarruz hattına intikal etmiştir. Yunanlıların fark etmemesi için at ve katırların ayaklarına keçeler bağlanmıştı. Ordu'nun, bütün yorgunluğuna ve imkansızlıklara rağmen kısa sürede o bölgenin en yüksek tepesi sayılan Kocatepe'ye intikali ve arkasından da taarruza geçmesi bugün bile anlaşılması güç olan büyük bir başarıdır. Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı saat 5.30 da topçu ateşiyle baskın biçiminde başlamıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi, Batı Cephesi Komutanı İsmet ve 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşalarla birlikte savaşı yönetmek üzere Kocatepe'de idi. Her iki tarafın gücü şu şekildeydi.
Yunan kuvvetleri: 6564 subay,
218.000 er, 83.000 tüfek,
1.300 kılıç, 3.113 hafif makineli tüfek,
1.280 ağır makineli tüfek,
418 top ve 50 uçak.
Türk kuvvetleri: 8659 subay, 199.283 er,
100.352 tüfek,2.025 hafif makineli tüfek,
839 ağır makineli tüfek ,
5000 kılıç, 340 top ve 8 uçaktan ibaretti.
Görüleceği üzere, Yunan kuvvetleri top, ağır makineli tüfek ve uçak bakımından üstün durumda idi. Cephane, taşıt ve sağlık malzemeleri bakımından da üstünlüğü vardı. Gazi'nin Kocatepe'den yönettiği taarruzun ilk günü Yunan Cephesi yarılmış ve ertesi gün Afyon kurtarılmıştır. İki gün içinde Afyonkarahisar'ın 40-50 km. civarındaki bütün düşman müstahkem mevzileri ele geçirilmiştir. Öte yandan mağlup düşman kuvvetlerinin büyük bölümü 30 Ağustos 'ta Aslıhanlar civarında kuşatılmış ve burada Gazi'nin idare ettiği Dumlupınar Meydan Muharebesinde düşmanın ana kuvvetleri imha edilmiş, pek çok esir alınmıştır. Çok geçmeden Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis de esir alınmıştır. Yunan ordusu 5 gün gibi kısa bir sürede bozulup dağılırken, geride bıraktığı manzara adeta bir felaketi andırıyordu. Savaşın yapıldığı bölge , Yunanlar tarafından terk edilmiş top, tüfek, motorlu araç, erzak, eşya ve Yunan askeri ölüleriyle doluydu.
Perişan olan düşmanın durmasına ve toparlanmasına fırsat tanımamak için Başkomutan Mustafa Kemal Paşa , 1 Eylül 1922 de herkesçe bilinen o meşhur emrini vermiştir:'' Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!''. İzmir'e doğru hızla çekilen Yunan ordusunu Türk ordusu takip etmeye başlamıştır.
Büyük Taarruz Fransız kamuoyu için bir sürpriz olmuştur. Çünkü kamuoyu Türk ordusunun giderek güçlendiğini bilmekle beraber, savunmayı bırakıp bir taarruza geçebileceğine ihmal vermiyordu.
30 Ağustostan itibaren Fransız basınında Türk taarruzu haberler arasında ön plana geçmiştir. Hemen bütün Fransız gazeteleri '' Türk Yıldırım Taarruzu '' adını verdikleri savaşa, sütunlarında büyük başlıklar altında yer vermişlerdir. Pek çok gazete, Türk zaferini '' İngilizlerin hezimeti '' olarak değerlendirmiştir.
Kaynak:
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1( s. 302 - 312)
https://www.atam.gov.tr/
Yorumlar
Yorum Gönder